Otizmde en yaygın belirtilerden biri, sosyal etkileşim kurma ve iletişime geçme güçlüğüdür. Zihin Kuramı ise bu becerinin başlıca gelen yetisidir. Otizmli çocuklar farklı istekleri ve niyetleri anlayabilmektedirler, fakat “gibi yapma” oyunları veya hayal etme becerilerinde geri planda kalabilirler.
Zihin Kuramı’nı, etrafımızdaki bireylere ve kendimize zihinsel durum yükleme yetisi olarak tanımlayabiliriz. Çoğu araştırmacı Zihin Kuramı’nın otizmli çocuklarda ya olmadığını ya da yetersiz kaldığını öne sürmektedir. Otizmde Zihin Kuramı eksikliğinin otizmin diğer semptomlarında etkili olduğuna inanılmaktadır. Dolayısıyla otizmde iletişim bozukluğunun zihinsel durumları anlama güçlüğünden, sosyal etkileşim bozukluğunun zihinsel durumların davranışlar üzerinde bir etkisi olduğunu anlama zorluğundan, hayal gücü eksikliğinin gerçek dışı olan zihinsel durumları düşünebilme güçlüğünden kaynaklı olduğu belirtilmektedir.
Otizmli çocuklar başkalarının bakış açılarını benimsemede ve kendi düşüncelerinden, ben merkezlerinden ayrılmakta zorlanmaktadırlar. Fiziki (nesne) olanı zihinsel (düşünce) olandan ayırt edemedikleri için otizmli çocukların özellikle beynin işlevini anlamada, sembolik (temsili) oyunlarda zihinle ilgili terimleri anlama ve kullanmada, istek ve inançlar tarafından oluşan alt duyguları anlamada, bir başka kişiye baktığı noktaya göre düşünce yüklemede, üst beceri zihinsel durumları (mizah, ironi, yanıltma) anlamada ve sosyal pragmatik becerilerde (dili işlevsel şekilde toplum içinde kullanma) güçlük çektiği düşünülmektedir.
Otizmli bebekler ise Zihin Kuramı ilkel becerilerinde, sosyal uyaranlara (ebeveyn, tanıdık kişiler) doğru yönelme kapasitesinde, ortak dikkatte, diğer kişilerin niyetlerini anlamada ve “gibi yapma” oyunlarında zorluk yaşamaktadırlar.
Sonuç olarak otizmli çocuklar, kendilerinin ve diğer kişilerin zihinsel durumlarını inceleme, yorumlama ve anlamada yetersiz kalabilirler.
Normal gelişim gösteren çocuklara nazaran otizmli çocuklar öncelik olarak, farklı istekleri ve niyetleri anlayabilmektedirler, fakat “gibi yapma” oyunları veya hayal etme becerilerinde geri planda kalabilirler. Oysa normal gelişim gösteren çocuklar sembolik oyun ve hayal gücü kullanımına daha erken başlarlar.
Otizmli çocuklar, görünüm-gerçeklik etkinliklerini yok sayarken, kendi iç seslerini dahi dinlemeye ve diğer kişilere düşünce yüklemeye ilgisiz kalabilirler. Zihinlerinde çoğunlukla duyusal istekleri yer almaktadır.
Bu belirtiler sabit olmamakla birlikte gelişim süreci boyunca değişkenlik gösterebilir. Otizmli çocuklar da Zihin Kuramı’nı geç de olsa oturtabilirler. Bu gelişim gecikmesine rağmen otizmli çocuklar istek kavramını, inanç/düşünce kavramından önce anlayabilmektedir. Bilgi edinmeye ise yanlış inanç kavramından önce ulaşabilmektedirler.
Otizmde Zihin Kuram’ına erişim, normal gelişim gösteren çocuklara göre gecikmeli de olsa öğrenilebilir.
Etik açıdan otizmli çocuklara Zihin Kuramı ile ilgili herhangi bir müdahalede bulunmadan önce bu çalışmaların gerçek boyutta çocuğa neler katabileceğini öngörmek ve hayatında olan bu eksikliği iyi derecelendirmek gerekir.
Bu çalışmaların normal gelişim gösteren çocukların Zihin Kuramı gelişim etapları ile aynı sıralamada yapılması önerilir. Çalışmaya başlamadan önce otizmli çocuğun Zihin Kuramı düzeyini anlamak adına bir değerlendirme yapılması gerekir.
Yorum yapma kapalı.